Seine Nehri'nde tekne turu ile şehir hakkında az çok genel bilgiye sahip oluyorsunuz.. Eyfel Kulesi, Orsay Müzesi, Notre-Dame, Louvre Müzesi, Jardin des Plantes, Şanzelize Bulvarı, Pantheon, Île Saint-Louis Adası hepsinin de ortak yanı, Seine Nehri kenarında olması; aslında Aziz Louise Adası ve Notre Dame Katedrali hariç, çünkü onlar Seine Nehri’nin içindeler ;)

Şanzelize

Şanzelize, hem lüks hem de orta halli markalar için ideal. Alternatif butikler içinse rotanızı Chatte'ye çevirin. Burası ikinci el ve vintage tutkunları için gayet makul bir bölge. Arada mola vermek için birbirinden şık küçük kafelerinde kahve molası verebilirsiniz. Abercrombie'nin caddede bulunan konsept mağazasına bi uğrayın derim..

Laduree

Ganaj kreması ile birleştirilmiş küçük pasta makaronlar :) Macaronlarına hayran olunası 1862'de açılmış bir Paris pastanesi.

Printemps

Alış-veriş içinse Printemps ve Galeries_Lafayette'yi tercih edebilirsiniz;) Lafayette'de karşılaştığım Dice Kayak standının beni fazlasıyla mutlu ettiğini söylemeden gecemiycem..

Massimo Dutti

Modanın başkenti de olsa beğendiğiniz ayakkabının numarasını yoksa yoktur:(

malesef ki yeni sezonda Türkiye'ye gelmeyen bi model..

Le Procope

Dünyanın ilk kahvehanesi Le Procope.. Kuruluş 1686!. Voltair, Didero ve çağdaşları ve izleyenlerin yemek yedikleri, çalıştıkları, kahve içtikleri bir yer,Napolyon dahi sık sık kahve içmek için uğrarmış…

Montmartre

Ressamlar Tepesi'de denilen bu güzel yer Eyfel kulesi'nden sonra Paris manzarasını izleyebileceğiniz en güzel noktalardan birisi,burada gezip portre calı$malarına izlemek ayrı bir keyif..

ilk başta pek sıcak bakmasamda tavsiye üzerine içtiğim soğan çorbası, favorilerim arasındaki yerini aldı.Sizi kokusuyla davet eden krebinide denemeyi ihmal etmeyin..

 Jean-Pierre Jeunet'nin ödüllü filmi Le Fabuleux Destin d'Amélie Poulain bu mahallede çekilmiş mesela;)

hatta pek severek dinlediğim Zaz'ın kliplerinden biride burda çekilmiş.. 'Zaz à Montmarte - Les Passants' dinlemeyen varsa tavsiye ederim;)

Le Relais De L'entrecôte

Mutlaka gidin tavsiyelerine uyarak gittiğimiz meşhur antrkot restoranı,iyi ki de gitmişiz..enfes bir antrkot enfes bir sos ve bolca patates ile servis yapılıyor. Etler ve patatesler iki parti halinde geliyor. Gece 11:30 ta gitmemize ragmen sıra bekledik:)  Çalışanların tamamı zarif ve şık bayanlardan oluşması sıradanlıktan uzaklaştıran hoş bi detay..

Bu pozun bu kadar çözünürlükten uzak olması ve yapılacak hiç bişeyin olmaması üzücü tabi:))

ve Disneyland..

Kavin için gitsekte bizim içinde eğlencesi bol bi anı olarak kaldı:)  

uydudan paris resimleri;

4. yüzyıldan itibaren Paris adını alan şehir 1800'lü yıllarda şehir tamamen yeniden inşa edilen bu şehir dönemin simetri hastası valisinin emri üzerine bütün sokaklar hatta binalar bile, bu kurala uygun olarak yapılmış. Paris'in içindeki binalar o gün bugündür asla değiştirilmemiş, değil renkleriyle, balkonlarının demirleriyle bile oynanmamış o derece tarihlerine bağlı bi millet..

deprem bölgesinde olmamasıda onlar için büyük şans,o gün bugündür yapısal olarak hiç bi deformasyona uğramamış bi şehir..

Büyük pasta dilimini andıran şehre tam anlamıyla düzenler ve kurallar şehri diyebiliriz.. 

Fransız'ların İngilizce bilselerde konuşmayı pek tercih etmedikleri doğrudur:)